Kurtuluş Savaşı Öncesi Durum

Kurtuluş Savaşı Öncesi Durum

Osmanlı, 1. Dünya Savaşından sonra artık yıkılma aşamasına gelmişti. 6 asırlık koskoca devlet artık Avrupalılar tarafından işgal edilmeyi bekliyordu. Osmanlı zaten 1. Dünya Savaşından öncede çok sıkıntılı günler geçiriyordu. Osmanlı’nın 93 harbinden sonra yıkılacağı kesinleşmişti. Avrupalı Emperyalist güçler Osmanlı’dan toprak koparabilmek için ellerinden geleni yapıyordu. Osmanlı, Ruslarla savaştığı 93 harbi sonrasında Yunan Harbi, Balkan Savaşları, Trablusgarp Savaşı ve 1. Dünya Savaşı gibi çok ciddi savaşlar geçirdi. Bu savaşlar, Osmanlı’yı artık yıkılma aşamasına getirmişti. Özellikle 1. Dünya Savaşı sonrasında devletin dağılacağı kesinleşmişti. Osmanlı, savaş sonrasında Avrupalılardan bir anlaşma bekliyordu. İtilaf devletleriyle imzalanan Mondros ateşkes anlaşmasından sonra bir barış anlaşması imzalanması gerekiyordu. İtilaf devletleri, Osmanlı’yı Anadolu’ya sıkıştırmaya kararlıydı. Fakat halk ve asker bu duruma müsaade etmeyecekti. Devletin yenildiğini fakat henüz halkın yenilmediğini düşünüyorlardı. Bu doğrultuda halk Kuvayı Milliye adı altında birleşmeye başladı. Kuvayı Milliye birlikleri 50- 100 kişilik halktan oluşan küçük askeri birliklerdi. Amaçları bulundukları bölgeye düşman askerlerini sokmamaktı. Ayrıca bazı Osmanlı Paşaları da emirleri altındaki orduları terhis etmemişti. Ordular dağılmıyor, aksine daha da büyütülüyordu. Bu Paşalardan bazıları Ali Fuat Paşa ve Kazım Karabekir Paşaydı.

Kurtuluş Savaşı’nın Başlangıcı

Durumu iyice analiz eden ve 1. Dünya Savaşında da Kafkas, Filistin ve Çanakkale cephelerinde yer alan Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a gidip örgütlenen halkın başına geçmeyi düşünüyordu. Bu doğrultuda Sultan Vahdettin’le 8 buluşma gerçekleştirdi. Sultan Vahdettin’de Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a gitmesini uygun buluyordu. Zira Payitahttaki en uygun Paşa oydu. Sultan Vahdettin, Mustafa Kemal’e görevini başarıyla icra edebilmesi için 25.000 Altın verdi. Bu para o zaman İstanbul’un 10’da 1’ini satın almaya yetecek bir paraydı. Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919 tarihinde Padişahın Onursal Yaveri ve Anadolu Müfettişi lakaplarıyla Samsun’a Bandırma Vapuruyla hareket etti. Samsun’a varan Mustafa Kemal, yeni bir direnişin önünü açtı. Amacı örgütlenmiş haldeki halkı işgallere karşı bilinçlendirmek ve yeni bir hükümet kurmaktı. Bu doğrultuda 23 Temmuz 1919 tarihinde Erzurum Kongresi, 4 Eylül 1919 tarihinde de Sivas Kongresi toplandı. Bu kongreler toplanmadan önce 21 Mayıs 1919 tarihinde Yunanlar, İzmir’i işgal etmişti. İzmir’in işgali beklenen bir durumdu. Zira İtilaf devletleri 1 gün öncesinden İzmir’in işgal edileceğini Osmanlı Hükümetine bildirmişlerdi.

İşgallerin Başlangıcı ve Halkın Direnişi

İzmir’in işgalinden sonra halk daha inayetli bir şekilde düşmana karşı mücadele etmeye başladı. Mustafa Kemal Paşa ve yanındaki Osmanlı Paşaları sadece Kuvayı Milliye Birlikleriyle düşmana karşı zafer elde edemeyeceklerini biliyorlardı. Osmanlı Hükümetinin Hain Damat Ferit Paşa’nın eline geçmesi yüzünden devletten yardım alamıyorlardı. Sultan Vahdettin, Hükümetin başına Türkçü bir Paşa olan Salih Paşa’yı getirmişti. Salih Paşa, Sadrazam olduktan sonra yeni kabineyi işgallere göz yummayan Paşalarla donatmaya başladı. Bu durumu fark eden İngilizler, Padişaha Sadrazamın değişmesi konusunda baskı yapmaya başladı. Bu doğrultuda Damat Ferit tekrardan eski görevine getirildi. Damat Ferit’in Sadrazam olması İngilizlerin hükümeti yanlarına almasına neden olmuştu. Kurutuluş savaşında Paşalar hakkında çıkan idam kararları ve işgalleri destekleyen politika da bu sayede ortaya çıkmıştır. Padişahın, İstanbul’da baskı altında olduğunu bilen Osmanlı Paşaları 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da yeni bir Meclis kurdu. Bu meclis, işgallerin sistematik bir şekilde engellenmesini sağladı. Meclisin başına bir süre sonra Mustafa Kemal Paşa getirildi. Yeni mecliste söz sahibi olan Paşalar Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Fevzi Paşa, Nurettin Paşa ve Ali Paşa’dır. Bu Paşalar 4 bir taraftan direnişi organize eden Paşalardır.